Eylül ayıyla birlikte 26 yaşına basmış bulunmaktayım. Ne ara büyüdüm ne ara bunca şey oldu bende anlam veremiyorum. Bazen aynaya bakıyorum ve küçüklüğümü görüyorum aslında içimde bir türlü büyütemediğim o küçük Ecem’i görmek onu orda yaşatabildiğimi görmek beni daha da dinç kılan bir etken. Bu yaşımla birlikte ne kadar çok şey öğrendiğimi, nelerden ders çıkarttığımı şöyle film şeridi gibi gözlerimin önünden geçirdim. Uzandım, uzun uzadıya bu konuyu düşündüm neydim ne oldum diye. Her gün , her saniye bile değişen fikirlerimizin olduğu aşikar ama ben bütüne baktığım zaman görüyorum ki olmak istediğim halimdeyim. Kendi ayaklarının üzerinde duran, hedeflerini belirlemiş ve hedeflerine emin adımlarla sabırla giden bir Ecem. Yeni yaşımla birlikte önyargılarımdan arındığımı, hiç olmadık şeylerin başıma en güzel haliyle geldiğini öğrendim. Akışta daha çok kalmak istediğimi fark ettim, toksik tüm düşüncelerimden uzaklaşarak kafamdaki konuşan o olumsuz sesleri durdurmayı ve yalnızca kalbimin sesini dinleyerek o ana odaklanmayı öğrendim. Güzel sevilmek, güzel sevmek nasılmış onu öğrettiler bana, ben daha önce güzel sevilmemişim, olan o duyguları sevgi sanmışım mesela. Bolca ağladım, bolca güldüm, cildim stresten tanınmayacak bir halde aldı, düzenli spor yaptığım zamanda oldu, sporu bıraktığım zamanda. Aklımda bile olmayan, yapamayacağımı düşündüğüm bir çok reklam makinesi kullanmayı öğrendim, babamla çalışmaktan keyif aldığımı aslında istediğimin bu olduğunun farkına vardım. Bana bu yaş güzel geldi iyisiyle kötüsüyle yaşamanın ne kadar kıymetli olduğunu biliyorum ve şuan bakıp diyorum ki çok güzel şeyler öğrendim, her bir öğreti için hayatıma giren çıkan herkese çok teşekkür ederim. İyi ki vardınız, iyi ki varsınız, var olmaya devam etmeniz dileğiyle. Geç gelen ve büyüdüğümü hissettiren 26 yaşım HOŞGELDİN…
top of page
bottom of page
Comments