Günlerden pazar yine çalıştığım ve ne yaparsam yapayım yetişemediğim zamanı elimde tutamadığım bir gün oluyor benim için. Sabahtan beri yüzme hayali kurduğum kumsala uzanıp güneşi buram buram hissetme hayali kurarken lazer kesimin başında sıcaktan baygınlık geçirecek boyuta geldiğin gerçeğiyle başbaşayken yazıyorum bunu. Çok şanslı gözüken bizler yani Bodrum'da yaşayanlar aksine eğer burda yaşıyorsan yazları ızdırap oluyor çalışmak, tatilciler gibi her istediğimizde kafamiza göre davranamadığımız aksine gelenlere hizmet vermekten önümüzü görmediğimiz ve böylece telaşeyle geçen yaz sezonumuz var bizim. Tadını çıkararak yüzüp , güneşlenip , gezip tozup eğlenemediğimiz. Arada yapılan kaçamaklarla kendimize motivasyon aşılamaya çalışıp , kaldığımız yerde koşturmacayla devam ettiğimiz bir zaman dilimi bu. Uykusuz günler , akşamlar , çalışmaktan artık kafanın çalışmayıp pilinin bitmesine rağmen bi kahve içerek devam edebilmeye çalışmak ve oldurmak o yetişecek herşeyi ki evet oluyor da bi şekilde yetiştiriliyor. Peki ya bu para kazanma telaşesi içerisinde kaçırdığımız o güzel anlar hayallerini kurduğumuz ama asla gerçek olmayan hayallerimizi bir bir ertlemelerimiz nolcak. Sadece hayalden ibaret kalacaklar. İşler hiçbir zaman bitmeyecek, geçen günler, geçen yaşlarımız geri gelmeyecek... Çok üzücü hele x kuşağı aileleriniz varsa daha da üzücü çünkü hayatta yalnızca çalışmaya odaklı olan hiç dinlenmenin mümkün olmaduğını aksine tabiki çalışılması gerekir mantığının içinde kaybolmuşluklarına bizleri de dahil etmeleri. Ve üstüne üstlük çalıştığın anlara değil çalışmak için mecalin kalmadığında dahi daha gençsiniz biz sizin yaşınızdayken oho bunun kaç katı işler yapıyorduk diyetek yaptıklarınızı küçümsemeleri. Canınızı dişinize takarak gencim daha fazlasını yapabilirim ozaman diyerek daha da kendinizden ödün vermeye başladınız mı işte o zaman geri dönülmez yollara giriyorsunuz ve bakıyorsunuz ki hünün 8 saati uyku bazen daha azı 12-13-... saati çalışma kalan 3-4 saatte de duş alıp yemek yiyip sonrasında kendinize vakit ayırmanız gereken bi zamandan bahsediyorum yani kısacası kendinize hiç ayıramadığınız zamandan bahsediyorum sizlere. 28 yaşında bu kadar derinlemesine çalışmak ruhumu adeta 60 yaşına getirdi. Dün o kadar geç dönünce onca saat çalışmanın üzerine kemiklerim sızlıyor şuan ve hala çalışmak için mücadele veriyorum ve yetmiyor akşam evde tasarım yapmak için plan program yapıyorum. Yok havalar guzel bi kahve iceyim sahil kenarında değil düşündüğüm işler yetişsin ve bi şekilde akşamımdan da ödün vereyim işleri yapayım. Bu aslında her işin bana kalmasından kaynaklı. Müşterilerle bire bir temasta olduğumdan süreler aşınca duyacağım laflardan kaçmaya çalışmamdan laf duymak yerine yapmalıyım daha fazlasını mantığındayım her seferinde. Bakalım ne zaman çığlık atıcam, hıçkıra hıçkıra ağlıycam bunalım geçiricem. Kendimden uzaklaştığım her an daha da robotlaşıyorum daha da. Nereye kadar böyle gider bilmiyorum. Spor bile yapamaz oldum , gerçi kendime uzanıp kitap okurken zor bulduğumdan spor için şuan yapamıyorum diyebilmem bile bi garibime gidiyor. Hayat benimde yüzüme gülecek ve çalışmak için yaşamamayı seçmem gerektiği günü bekliyorum. Rayına koyacağım her şeyi umarım🙏🏼
top of page
bottom of page
Comentarios